İşyerinde çalıştığı sürelerin EYT nedeniyle veya başka bir nedenle kıdem tazminatı ödenmek suretiyle işten ayrılan işçinin tekrar aynı işverenin işyerinde çalışmaya başlaması halinde eski sürelerin yıllık ücretli iznin hesabında dikkate alınıp alınmayacağı hususunda 4857 sayılı Kanunda açık bir düzenleme yoktur.
Kıdem tazminatı ödenmek suretiyle tasfiye edilen sürelerin işçinin aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde daha sonra gerçekleşen hizmet süresine eklenmesi mümkün görülmemektedir. Somut olayda, 1986-1990 yılları arasında kalan çalışmalar, işçilik hakları ödenmek suretiyle tamamen tasfiye edilmiştir. İşçinin 1992 yılında yeniden aynı işverene ait işyerinde çalışmaya başlaması yeni bir hizmet akdi niteliğindedir. İşçilik hakları hesabında tasfiye edilen çalışmaların, bu yeni hizmet akdi çerçevesinde yeniden değerlendirmeye alınması doğru olmaz. 4857 sayılı Kanunun 54’üncü maddesi hükmünün, işçinin önceki dönem çalışmalarının tasfiye edilmediği hizmet süreleri bakımından bir anlamı bulunmaktadır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 31.01.2007 Tarih, 2006/12556 Esas). Aynı hizmet süresine tek bir kıdem tazminatı ödeneceği, birden fazla ödenmeyeceği yasada açıkça düzenlendiği halde aynı husus yıllık izin için düzenlenmemiştir. Başka bir ifade ile yıllık izin süresinin hesaplanmasında önceki hizmetin sıfırlanması ya da tasfiye edilmesi söz konusu değildir.
işyerinden emekli olup tekrar emeklilik sonrası aynı işyerinde çalışmaya başlayan kişinin işten ayrılmasında ihbar süresi emeklilik sonrası çalıştığı süre dikkate alınarak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17’nci maddesi kapsamında yeniden değerlendirilmelidir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 08.12.2020 Tarih, 2016/33788 Esas).
İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda, önceki dönem zaman aşımına uğramaz (Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, 29.05.2014 Tarih, 2014/3337 Esas).
Yazar: Avukat Muaz Salih Yıldırım
Bu yazı sadece eytdanismanlik.com için hazırlanmış olup, ancak aktif link verilmesi durumunda kaynak gösterilerek alıntılanabilir.