Yazar: Avukat Muaz Salih Yıldırım
Bu yazı sadece eytdanismanlik.com için hazırlanmış olup, ancak aktif link verilmesi durumunda kaynak gösterilerek alıntılanabilir.
EYT Kanun Teklifi Plan ve Bütçe Komisyonunda TBMM’ye sunulduğu gibi kabul edilmiş ve 07 Şubat 2023 Salı günü TBMM Genel Kurulunda görüşülecektir. Kanun Teklifi yasalaşması ilerlerken bir yandan sigortalılar da ne şekilde emekli olabilirim hesapları yapmaktadır. Bu hesaplardan birisi de belki en önemlisi de özellikle EYT için aranan 08.09.1999 ve öncesi sigortalılık başlangıcının tespitidir. Daha açık bir ifade ile örneğin 08.09.1999 ve öncesi bir işyerinde adına sigortalı işe giriş bildirgesi verildiği halde başlangıç olarak gözükmekte ancak prim günü gözükmemektedir ya da başlangıç olarak hiç gözükmediği gibi prim günü de otomatik olarak hiç gözükmemektedir. Burada aslında her iki durumda önemli olan prim gün sayısı ve kazancının Kuruma (SSK/SGK) bildirilmesidir. Bu noktada sigortalı işe giriş bildirgesi verildiği halde Kurumda hizmet bildirimi gözükmüyorsa bu 1 günlük çalışmayı ifade edecek mi?
Fiili Çalışma Olgusu Sigortalılık Oluşumunda Önemli
Kurum uygulamaları ve yargı kararlarında; sosyal güvenlik mevzuatı hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, sigortalılığın oluşumu için fiili çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Fiili ve gerçek bir çalışmanın varlığı tespit edilmediği sürece hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Sosyal güvenlik hukukunun hem kamu hukuku hem de özel hukuk alanında kalan özellikleri dikkate alındığında, özellikle hizmet tespiti davalarında kendiliğinden araştırma ilkesinin ağır bastığı görülür. Gerçekten hizmet tespiti davaları, taraflarca hazırlama ilkesi kapsamı dışında olup, kendiliğinden araştırma ilkesi söz konusudur.
Hizmet Tespiti Kamu Düzenini İlgilendirir
Sigortalılık başlangıç tarihi ve hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icabettiği Yargıtay’ın yerleşmiş içtihadı gereği olduğundan, kamu düzenini ilgilendiren hizmet tespiti davalarında, hâkimin özel bir duyarlılık göstererek delilleri kendiliğinden toplaması ve sonucuna göre karar vermesi gerekir. Kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı bu davalarda ispat yükü, bir tarafa yüklenemez.
Hizmet Tespit Davasının Amacı
Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunması olduğundan, tespiti istenen dönemde kişinin sigortalı niteliği taşıyıp taşımadığı ile yapılan işin kanun kapsamına girip girmediği araştırılmalıdır. Çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu ancak bu koşullar varsa inceleme konusu yapılabilecektir. Öncelikle fiili çalışmanın varlığının hangi kanıt ve olgularla belirleneceği üzerinde durulmalıdır.
Fiili/Gerçek Çalışmayı Ortaya Koyan Bilgi ve Belgeler
Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte, sigortalının çalışma gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan prim belgeleri (dönemine göre dört aylık sigorta primleri bordroları, aylık prim ve hizmet belgeleri) gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir.
İşe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışmayı ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı ve kamu düzenine dayalı bu tür davalarda, hâkim görevi gereği, doğrudan soruşturmayı genişleterek, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir.
Bu türden hizmet tespit davalarında;
- İş yerinde tutulması gerekli dosyalar ile Kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı,
- Ücret bordroları getirtilmeli,
- Müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı,
- Aynı dönemde iş yerinde çalışanlar saptanmalı,
- Sigortalının hangi işte hangi süre ile çalıştığı açıklanmalı,
- Gerektiğinde komşu iş yeri çalışanlarının da bilgilerine başvurularak,
Gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanmalıdır.
İşe Giriş Bildirgesi Fiili Çalışma İçin Tek Başına Yeterli Değildir
Yönetince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe girdiğini göstermekte ise de, fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sonuç olarak, salt sigortalı işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmiş olması kişinin işyerinde 1 gün çalıştığı anlamına gelmez, bu çalışmaların yukarıda detaylı açıklandığı üzere kanıtlanması gerekir.