03.03.2023 tarihinden itibaren uygulamaya giren EYT kapsamında emeklilik sürecinde hizmet tespitleri daha da önem kazanmış ve gerek SGK nezdinde yazılı müracaatlar gerekse de Yargı nezdinde dava açmalar hızlanmıştır. Bu süreçte, hizmet tespitlerine ilişkin kişilerin dava açmalarında hukuki yararlarının olup olmadığı bir örnek yargı kararı çerçevesinde durum tahlil edilecektir.
Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesinin 2021/9563 Esas sayılı kararında davacının hizmet tespitine ilişkin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu nedenle tespitinde hukuki yarar bulunan talebe konu dönemdeki çalışma iddiasının irdelenmesi ve gerekirse diğer bordro ve komşu tanıklarının beyanları da alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiğine hüküm verilmiştir.
Şöyle ki;
Davacı vekili, davacının 08.08.1985 tarihinde 1 gün çalıştığının ve sigortalılık başlangıç tarihinin 08.08.1985 tarihi olduğunun tespitini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi; “ Davacının 25.05.1969 doğumlu olduğu, tespitini istediği tarihte 16 yaşında bulunduğu, 506 Sayılı Yasanın 60/G maddesi çerçevesinde 18 yaşından önceki çalışmaların prim ödeme gün sayısına dahil edilebileceği, 18 yaşından önceki çalışmanın sigortalılık başlangıç tarihine esas alınamayacağı, hizmet döküm cetvelinde davacının … unvanlı işyerindeki çalışmasının 01.02.1987 tarihinde başladığı, 30.06.1988 tarihinde sona erdiği, 08.08.1985 tarihindeki fiili çalışmanın bordro veya komşu işyeri tanıklarının beyanları ile ispatlanamadığı gerekçeleriyle; “Davanın reddine” karar vermiştir. Bu karar, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hukuka uygun bulunmuştur.
Davacı vekili, tanıkların çalışmayı doğruladıkları, dava açmakta hukuki yararın bulunduğu ve sair gerekçelerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 25.05.1987 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise, prim ödeme gün sayısına dahil edilecek olması karşısında, davacının hizmet tespitine ilişkin dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Bu nedenle, tespitinde hukuki yarar bulunan talebe konu dönemdeki çalışma iddiasının irdelenmesi ve gerekirse diğer bordro ve komşu tanıklarının beyanları da alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır. Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
Sonuç olarak; hizmet tespitlerinde sigortalılık başlangıcının tespitinde sigortalıların hukuki yararlarının bulunduğu dikkate alınarak bu çalışmalarının bordro ve komşu tanıklarının beyanları alınarak ispatlanabilir nitelikte olabileceği değerlendirilmektedir.
Yazar: Avukat Muaz Salih Yıldırım
Bu yazı sadece eytdanismanlik.com için hazırlanmış olup, ancak aktif link verilmesi durumunda kaynak gösterilerek alıntılanabilir.