Hak düşürücü süreden ne anlaşılır?
Sosyal Güvenlik Kurumu uygulamalarında hak düşürücü süre, yasa ile belirlenen süre içinde kullanılmayan bir hakkın bir daha kullanılmayacak duruma gelmesini ifade etmektedir.
Hizmet tespiti davası hangi hallerde ve sürede açılmalıdır?
Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları SGK tarafından tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.
5 yıllık süre hak düşürücü süre midir?
Bahse konu 5 yıllık süre zaman aşımı süresi değildir. Bu süre hak düşürücü süre olduğundan, hâkim tarafından re’sen nazara alınması gerekmektedir. Yargıtay içtihatlarında bu süre hak düşürücü olarak kabul edilmiştir.
Hak düşürücü sürenin başlangıcı ne zamandır?
Hak düşürücü sürenin başlangıç tarihi sigortalının işyerinden ayrıldığı yılın sonundan itibaren uygulanacaktır.
Çalışma sürelerinin saptanması özenle yürütülmelidir
Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Hak düşürücü süre hangi sigortalılar için geçerlidir?
SSK’ ya / SGK’ ya bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, hak düşürücü süre; hizmet belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları SGK tarafından tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir.
İşe giriş bildirgesinin verilmiş olmasının hak düşürücü süreye etkisi nedir?
Sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi belgelerin SSK’ ya / SGK’ ya verilmesi ya da çalışmaların SGK tarafından tespit edilmesi halinde; SGK tarafından öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
Sigortalının SSK’ ya / SGK’ ya bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün SSK’ ya / SGK’ ya bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve SSK’ ya / SGK’ ya bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihi de kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, SSK’ ya / SGK’ ya bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır. (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, Esas No:2015/17274).
İşe giriş bildirgesi, prim belgesi gibi belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında konunun yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada SSK’nın / SGK’nın işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez.
Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle SSK’nın / SGK’nın Yasa’dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının SSK’ ya / SGK’ ya kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir.
Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir. (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, Esas No:2021/2870).
Trafik para cezası tutanağının hak düşürücü süreye etkisi nedir?
Yargıtay bir kararında trafik para cezası tutanağını hak düşürücü süreyi kesecek belgelerden olmadığına karar vermiştir. (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, Esas No:2018/6120).
Kamera görüntüleri ve fotoğrafların hak düşürücü süreye etkisi nedir?
İşyeri kamera görüntüleri, işyeri çalışanlarının işyerinde çalışırken çekilmiş oldukları fotoğraflar elbette hizmet tespitinde dikkate alınabilecek deliller olabilir ve dolayısıyla bu tür deliller de hak düşürücü süreyi kesecek nitelikte olduğu söylenebilir.
Sonuç olarak;
Kayıt dışı çalışanların olayları birbirinden farklı olup, ortaya koyacakları somut deliler de farklılık gösterecektir. Burada esas olan durum, kayıt dışı çalışanların sadece tanık ve işveren beyanları ile değil işyerinde çalıştığını ortaya koyacak bilgi ve belgeler önemlidir. Yukarıda yargı kararlarına yansıyan hak düşürücü süreyi kesen ve kesmeyen durumlar belirtilmiştir.