Yazar: Avukat Muaz Salih Yıldırım
Bu yazı sadece eytdanismanlik.com için hazırlanmış olup, ancak aktif link verilmesi durumunda kaynak gösterilerek alıntılanabilir.
EYT, TBMM gündemine gelmek üzere. EYT çıkmasına çıkacak ta, ancak özellikle EYT’de başlangıç sayılan 08.09.1999 öncesine hizmetleri çekebilmek önemli. Bununla beraber prim ödeme gün sayısı da hizmet tespitine göre değişecektir.
Mahkeme İlamı Yoluyla Hizmet Tespiti Nedir?
Mahkeme İlamı yoluyla hizmet tespiti; sigortalı hizmetlerinin fiilen (işyerinde hali hazırda çalışmalarından) veya kayden (işyeri defter ve belgelerinden) tespit edilememesi nedeniyle hizmet kazandırılamayan iddia sahiplerinin, çalışmalarını yetkili iş mahkemesinden alacakları ilam ile kanıtlamaları durumudur.
Hizmet Tespiti İçin Hangi Şartlar Aranır?
Mahkemeye eski hizmetlerin saptanması için, aşağıdaki koşulların birlikte gerçekleşmesine bağlıdır:
– Eski hizmetlerinin saptanmasını isteyen kişi, hizmetlerin geçtiği dönemde sigortalı niteliği taşımalıdır.
– Sigortalının prim belgelerinin/prim beyannamelerinin işveren tarafından SSK’ya / SGK’ya verilmemiş olmalıdır.
– 5 yıl içinde mahkemeye başvurulmalıdır. 5 yıllık süre, hak düşürücü süre niteliğindedir.
5 Yıllık Zamanaşımı Süresinin Geçerli Olmayacağı Durumlar Nelerdir?
Yargıtay ilgili hukuk dairelerinin süreklilik kazanmış kararlarına göre;
– Durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespit edilmişse,
– İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primini götürüp SSK’ya / SGK’ya yatırmamışsa,
– Sigortalı durumunda iken memurluğa geçmişse,
– İşe giriş bildirgesi SSK’ya / SGK’ya süresinde verilmiş; fakat bordrosu/beyannamesi ve primi SSK’ya / SGK’ya intikal ettirilmemişse,
– İşçilik hakları tazminatlarına (ihbar, kıdem tazminatı, ücret alacağı vs.) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan yargı kararları varsa
Hizmet Tespit Davaları zamanaşımına uğramaz.
İşe Giriş Bildirgesinin Verilmesi Çalışma Olgusunun Varlığı Anlamına Gelir mi?
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için işe giriş bildirgesinin verilmesi yeterli olmayıp en azından işe giriş bildirgesinin verildiği günde çalışma olgusunun varlığı zorunludur.
Yargıtay’ın Hizmet Tespit Davalarındaki Bakışı Nedir?
Yargıtay kararlarında hizmet tespiti davalarında; kural olarak iki tanığın sözlerine dayanılarak çalışma olgusunun varlığı kabul edilmemekte; çalışma olgusunun yazılı ve sözlü tüm delillerle kanıtlanması gerekmekte; birlikte çalışan veya bordrolarda/beyannamelerde isimleri olan işçilerin tanık olarak dinlenmeleri gerekmekte; salt tanık beyanlarıyla hizmet tespiti kanıtlanmamakta; hizmet tespiti davalarında çalışma olgusunun gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmakta sadece tanık beyanlarıyla yetinilmemekte, bu beyanların doğruluğu işyerinin kapsam, kapasite ve niteliğiyle ve mümkünse işyerinin müdür, şef… gibi görevlilerinin beyanları ile denetlenmekte ve çalışma olgusu hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmektedir.
Hizmet tespitine yönelik davalar kamu düzenini ilgilendirdiği için mahkemelerce özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmektedir. Bu durum, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihadı gereğidir.